17 Temmuz 2010 Cumartesi

say a short goodbye

genel olarak rüya görmekten çok hoşnut olan bi insanım. rüya görmediğim gecelerin boşa geçtiğini falan düşünür, hayal gücümün artık yeteri kadar geniş olmadığına kendimi inandırıp üzülmeye başlarım. bu aralar öyle obsesif rüyalar görüyorum ki, kendimden korkuyorum. tabi bu rüyaları görmemde, ısrarla balkonda hafiften korka korka yatmamın etkisinin büyük olduğunu düşünüyorum. sabah da böyle bi memnuniyetsiz kalkıyorum. sancım falan oluyo. hiç anlam veremedim şu bir haftaya.

"Düğmeler yine açılmayınca Kerem öyle bir ah çekti ki, soluğu aleve döndü, alev birden her tarafı sardı. Kerem Aslı'nın gözü önünde kendi ateşiyle kavruldu, bir anda kül oldu. Aslı saçlarının düğümünü açtı. Kara saçlarını kelep yapıp Kerem'in külünün çevresinde dolandırdı. Sönmemiş bir köz parçası da Aslı Han'ın saçlarını tutuşturdu. Aslı da Kerem'in ateşiyle yanıp kül oldu... "

lan ağzınıza ağzınıza vurucam. bütün hikaye boyunca bakalım nerde ölücekler diye bekledim zaten. evlendirdiniz yine de bi değişiklik olsun da yaşasınlar demiyosunuz.

neyse asıl söyliyceklerimi şimdi söylüyorum. malum avusturyadan kuzenlerim geldi. dayım yengem felan. çok da severim hepsini, canımdırlar. daha ilk günden üniversite muhabbeti başladı. "heh şimdi sorucaklar, psikoloji diyince ırın kırın edicekler, yok iş bulmak diycekler, yok para diycekler. hukuk falan da var aslında.. diycekler" dedim.neyse kahvaltı masasından kalktık ki aldım o nadide soruyu. bi an duraksadım sonra kısık sesle "psikoloji" dedim . tepkiyi bekliyorum. allahım o nasıl bi coşku selidir, o nasıl bi mutluluktur. ben daha önce hiç psikoloji okuycam diyince bu kadar sevinen insanlar görmemiştim. çünkü annem benim lafımın hemen arkasından "viyana üniversitesi'nde" diye bi açıklamada bulundu. sağolsun.

evet, annem viyana üniversitesinde okumamı çok istiyor, istemekle kalmıyor sürekli araştırıyor bişeyler yapıyor. gerçi ben de isteksiz değilim. viyana'da yaşayan insanlar olarak dayımların tepkisi kesinlikle gelmem yönünde oldu. bu kadar insan istediğine ve desteklediğine göre uçuk ve saçma bi hayal olamaz anneminki dedim. ki annem bu beni istanbula yollamış olduğuna bile üzülen birisi. mesafeden dolayı. burda boğaziçini kazanmak birazcık sıkıyo açıkçası. ee normal bi üniversitede psikoloji okudum. bunun stajı var, hastanesi var, klinik açması, müşteri gelsin diye beklemesi var. türkiye şartları malum, ne kazanacağım hiç belli değil. avusturya'da yasalarla korunan bi hakkım var. beni 2000 euronun altında hiçbiryer çalıştıramıyor falan filan. dil sorunum var tabi. ama eğitim ingilizce.

benim aklıma asıl yatanı burda bi sır olarak sana veriyorum. viyana opera ve müziğin başkenti olarak kabul ediliyor. orda mutlaka bi müzik okuluna gitmek amacım. türkiye'de konservatuar okumama izin yok. zaten okusam da bi işime yaramıyor. ama orda belki bişeyler yapabilirm gibime geliyor. 

işte böyle. bugün çok konuştum. normalde çok konuşan bi insanım zaten. zamanla alışırsın. mesela bana vericeğin almanca kursu alışman için çok uygun bi fırsat bence:P

ikiye on kala.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder